Tasarım Süreci Olmadan Moda Markası Olunur mu?

Tasarım Süreci Olmadan Moda Markası Olunur mu?

Son yıllarda Türkiye’de ve dünyada moda markalarının sayısı hızla artıyor. Estetik beğeniye dayalı ürünler, Instagram’da ya da mağaza vitrinlerinde hızla popülerleşebiliyor. Görünüş, tüketici için çoğu zaman ilk temas noktası. Ancak ürünlerin “güzel görünmesi”, onu gerçekten bir moda markası yapmaya yeter mi?


Moda Markasının Temeli: Tasarım Süreci

Bir girişimi moda markası yapan şeyin yalnızca ürünün kendisi değil, arkasındaki tasarım süreci olduğuna inanıyoruz.

Tasarım süreci, sadece bir çizim yapmak ya da beğenilen tasarımları arşivlemek değildir. Bunun ötesinde:

  • Kumaş seçimini doğru yapmak, içerik ve özelliklerine hâkim olmak,

  • Kalıp bilgisini ve vücut anatomisini gözetmek,

  • Dikiş ve üretim tekniklerini bilmek,

  • Bütünlüklü ve dengeli bir koleksiyon hikâyesi kurmak,

  • Trendleri takip edip yorumlayarak özgün bir çizgi yaratmak…

Ancak bu aşamalarla bir marka gerçekten “moda markası” kimliğine kavuşur.


👉 Belki de asıl soru şu: Bugün çoğalan markaların kaçı gerçekten tasarım sürecinden doğuyor, kaçı yalnızca görünüşe yaslanıyor?

Moda, sadece estetikten ibaret değildir; bilgi, teknik, kültür ve vizyonun birleşimidir. Görünüş tüketiciyi ilk anda cezbedebilir; ama arkasında sağlam bir tasarım süreci yoksa bir markanın kalıcı olması mümkün değildir diye düşünüyoruz.


Neden Bu Soru Önemli?

Çünkü ülkemizde katma değer üreten, özgün ve eğitime dayalı markaların çoğalması hepimiz için kritik. Tüketici olarak ne giydiğimizi, neye para verdiğimizi, hangi sürecin ve emeğin parçası olduğumuzu bilmek büyük bir fark yaratır.

Sadece ürüne değil; arkasındaki hikâyeye, sürece ve tasarımcı emeğine değer vermek… İşte uzun vadede hem sektörün hem de bizlerin yararına olan şeyin tam da bu olduğuna inanıyoruz.

 

 


0 yorum

Yorum bırakın